ŞEHİR PLANCISI NEVİN SAYMAN;” DOĞA OLAYLARI AFEDE DÖNÜŞMESİN”
Deprem, hareketsiz kabul ettiğimiz ve güvenle ayağımızı bastığımız toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapıların da hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.
Yurdumuz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Deprem Bölgeleri Haritasına göre, yurdumuzun %92’si deprem bölgeleri içerisinde yer almakta, nüfusumuzun %95’i deprem tehlikesi altında yaşamakta, büyük sanayi merkezlerimizin %98’i ve yapımı planlanan barajlarımızın %93’ü deprem bölgesinde bulunmaktadır.

Bu kadar riskli bir konumda yer alan yurdumuzda şehirlerimiz, eğer fiziksel yapı ve topraktan yararlanma afetlere karşı güvenliği en doğru sağlayacak şekilde değerlendirilerek planlanmaz ise; Bir doğa olayı olarak kalması gereken depremleri ne yazık ki çok büyük acıların yaşandığı bir “AFET” olarak karşımıza çıkaracaktır.
Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayabileceğimiz gerçeği var ortada.
Balıkesir ve İlçeleri olarak, 1. Derece Deprem Bölgesinde bulunmaktayız. Balıkesir İl ve İlçelerinde her an büyük bir depremin gerçekleşeceği gerçeği ile yola çıkarak ülkemizin her bölgesine özgü ve o bölgenin sorunlarını çözmeye yönelik deprem risklerinin azaltılmasına yönelik planlarının bir an önce yapılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde başta deprem olmak üzere doğa kaynaklı afetlere karşı daha güvenli bir hale gelebiliriz.
Bunun için de ivedilikle Deprem Strateji Planlarının hazırlanması gerekmektedir. Öncelikle;
1- Bina stoku denetlenerek riskli binalar tespit edilmeli,
2- Diri faylar imar planlarına işlenmeli,
3- Arazi kullanım planlarıyla afete maruz ve riskli alanlar belirlenmelidir.
Bu tespitler doğrultusunda Yerleşim yerlerinin imar planları yapılırken başta deprem olmak üzere doğa olaylarını ve çevreyle ilgili yaşamı dikkate alarak güvenli, sağlıklı daha iyi yaşam koşullarına sahip yerleşimlerin elde edilmesi amaç edinilmelidir.
Bina stoku denetlenerek tespit edilen riskli binaların bulunduğu alanlara uygulanacak Kentsel Dönüşüm; ranta dayalı değil, kentsel yaşamın odak noktasında insan olduğunun bilinciyle, oturma, konaklama, okul, iş yerleri ve benzeri yerleşim yerlerinin ulaştırması ve diğer alt yapı sorunlarının giderilmesi temelinde toplumsal yarar esas alınarak bütünlüklü bir kent planlaması kapsamında ele alınmalıdır.
Görüldüğü üzere İmar planları, başta deprem olmak üzere, tüm afetlere karşı önceden alınabilecek önlemlerin odak noktasını oluşturmaktadır. Şehrin planlaması önemli bir konu, Şehir Plancılığı önemli bir meslektir.
Planlı ve düzenli yerleşmeye ilişkin kentsel ve bölgesel plan yapımını, depreme dayanıklı yapıların yapımını sağlayan Kanun ve Yönetmelikler varken;
. İmar barışı adı altında kanuna aykırı kaçak yapılmış riskli yapılarla barışmayacaksın kardeşim!
. Şehir Planı bütüncül bir plandır. Bütüncüllüğü bozarak kişiye özel kat ve yoğunluk artışı izni vermeyeceksin!
. Yeşil alanlar nefes aldığımız, deprem anında sığındığımız toplanma alanlarımız. Talan edilmesine müsaade etmeyeceksin!
. Kısacası doğa ile insan arasındaki dengeyi bozmayacaksın!
Vatandaş olarak bizlere de düşen görevler var tabi. Evlerimizi kontrol etmek, dayanıklı hale getirmek, deprem anında nasıl davranmamız gerektiğini bilmek gibi…
Hazırlıklı olalım… Olalım ki;
Doğa olayları AFETE dönüşmesin.