EDREMİT ÇEVRE DERNEĞİ : DALYAN YOK OLMASIN
Edremit Çevre Derneği Başkanı Kubilay Saygın Öztürk, Dalyan bölgesinde yaşayanlara dikkat çekti. Edremit Altınkum Mahallesi sınırları içerisinde kalan bu yer için basın açıklaması yapan Başkan Öztürk;” Değerli Balıkesirliler, Edremitliler ve Körfez sakinleri,
Bu basın açıklamamızla, hepinizin dikkatini tekrar Dalyan bölgesindeki gelişmelere çekmek istiyoruz. Çünkü oradaki kamu arazileri için, artık yeni bir dönem başladı.
Bilindiği üzere Dalyan’daki küçük bir bölge betona gömülmekten kurtularak bugüne kadar ulaştı. Bunu sağlayan Edremit’in Altınkum Mahallesi sınırlarında kalan üç adet Hazine arazisi oldu. 57 dönüm arazi üzerinde, halen çalışan Zeytinli Atıksu Arıtma Tesisi bulunuyor. Yanında 169 dönüm ve 380 dönümlük diğer araziler yer alıyor. Bunlar özel mülkiyette olmadığı için imar faaliyetine konu olmadı. Zaten bu araziler 1. derece deprem bölgesi. Ayrıca depremde sıvılaşma özelliği ve deniz basması tehdidi de var. Ancak bu bölgenin yapılaşmaya açılmamasının diğer nedeni de, zamanla büyüyen ama teknik özellikleri geliştirilmeyen Zeytinli AAT’nin yaydığı koku ve kirlilik oldu. Bu tesisi, kötüleyerek o bölgeden çıkartmak ve arazilerden büyük ticari kazanç sağlamak düşüncesi ise, yıllardır gündemden inmedi. Tesisi düzeltmek yerine eksiklerini bahane etmek yaklaşımı, son yıllarda daha da arttı.
Bu çerçevede, 2020 Şubat’ında Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Balıkesir B. Belediyesi arasında imzalanan bir protokolü özellikle anmak gerek. Buna göre ilimizde toplam 2.000 dönüm kamu arazisinin bedelsiz olarak tahsisi öngörülüyordu. Araziler şartlı ve süreli olarak, Belediye Meclisi’nin de onayı sonrasında devir edilecekti. Süre üç yıl, şart ise satış gelirinin Bakanlık nezdindeki özel bir hesapta toplanmasıydı. Para daha sonra kentsel dönüşümde kullanılmak üzere peyderpey Büyükşehir’e verilecekti. Bu protokol, Büyükşehir Meclisi’ne bir zafer gibi sunuldu o vakit. Hangi arazi satılınca gelirinin nereye harcanacağı bile sorgulanmadan oybirliğiyle de onaylandı. Yukarıda söz edilen 380 dönümlük Dalyan arazisi de kapsamdaydı. Fakat bir sene sonra basın sayesinde anlaşıldı ki, Büyükşehir Belediyesi aslında o bölgede yeni bir konut, ticaret, turizm ve sosyal donatı alanı oluşturmayı planlamakta, satışlardan çok büyük gelir elde etmeyi hedeflemekteydi. Böylece sivil toplum kuruluşları konunun üzerine gittiler. Neyin, niye satıldığı ve bu türden bir bölgenin hangi bilimsel etütlere dayanarak imara açılacağı tartışıldı. Görüldü ki, amaç sadece paraydı, üstelik kamuoyu farkında bile değilken, bu plan o zamanki ilçe belediyesi tarafından da gayet iyi biliniyordu. Sadece 380 dönüm değil, binlerce dönüm başka araziler bu girişim sonucunda ticarileşecek ve el değiştirecekti. Bu yüzden kamu çıkarları veya Dalyan’daki canlıların geleceği de asla hesaba katılmıyordu. Bu arazi vesile edilip, tam anlamıyla bir talan yapılacaktı.
Bu yüzden dilekçeler hazırlandı, itirazlar yapıldı, kampanyayla imzalar toplandı, geniş katılımlı basın açıklamaları düzenlendi. Ancak bütün bu gelişmeler sadece o zamanki ilçe belediyesinin tepkilerden çekinip “haberimiz yoktu, biz dışındayız işin” demesini sağlayabildi. Oysa kendilerinin de, büyük bir yazlık konut sitesine imar izni hazırlıkları içinde oldukları sonradan ortaya çıktı! Büyükşehir ise itirazları, tepkileri 2021 boyunca sabırla ve nezaketle dinledi. Edremitliyi ikna edemeyeceğini gördüğü içinde bu arada planı doğrultusunda çalıştı. Arsa satışını da kolaylaştıracağını düşündüğü Ülkü Yolu imalatına 2022’de başladı. Hala maliyeti ortaya çıkmayan o yol, yerel seçimlerden hemen önce eksiklerine rağmen Çevre Bakanı’nca da açıldı. Diğer yandan Hazine tarafından verilen üç yıllık süre 2023 Şubat’ında sona erdi ama bir uzatma talebinde bulunmaya bile gerek duyulmadı. Nasıl olsa bu iznin alınacağına çok güveniliyordu. Dalyan’da planlanan bu büyük değişime temel olacak 1.065 dönümlük bir imar planı hazırlatıldı bu süre boyunca ve Balıkesir Çevre İl Müdürlüğü’ne sunuldu. Bu plana da itirazlar oldu ama dikkate alınmadı. Nihayetinde, Edremit Çevre Derneği imar planının yürütmesine durdurma ve iptal için Bakanlık aleyhine İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Fakat 2023 yılı sonunda, Büyükşehir Meclisi’nde 380 dönüm arazinin satışı için de bir satış kararı alındı. Derneğimiz, seçim öncesinde aceleye getirilecek satışın, yabancı firmalar veya gerçek kişilere yapılabileceği düşüncesiyle, Büyükşehir’e karşı İdare Mahkemesi’ne bir diğer dava daha açtı.
Derken 31 Mart 2024 yerel seçimler yapıldı, Büyükşehir yönetimi değişti. Bu araziler için net bir açıklama yapılmadı takip eden günlerde. 2025 Şubat’ına gelindiğinde ise Büyükşehir Meclisi’nde yaşanan olaylı bir oturum sonrasında, Hazine’nin 2020’de devrettiği araziler gündeme getirildi ve tamamının süre şartı aşıldığı gerekçesiyle geri aldığını da AKP’li muhalefet dile getirdi. Fakat durumu belgelemek mümkün olamadı. Bu arada Derneğimizin açtığı her iki dava da lehimize sonuçlanmıştı. Verilen iptal kararlarına karşı Büyükşehir itirazda bulundu Bölge İdare Mahkemesi’ne. Fakat bu hafta, Büyükşehir’in istinafa verdiği dilekçeyi okuyunca emin olduk ki, söz konusu arazilerin geriye alınması süreci tamamlanmış ve her iki davamızın da artık “konusu kalmamıştı”. Yıllardır korumak için didindiğimiz Dalyan bölgesinde, bir dönem böylece kapanıyor. Şimdi gelecekte ne olacağına bakmak ve konuşmak zorundayız.
Değerli dostlar, öncelikle görevdeki Büyükşehir Belediyesi yönetimi, o bölge için yeni bir imar planı hazırlamalı ve söz konusu Hazine arazilerinde ne yapmak istediğini de somutlaştırmalıdır. Dalyan’daki üç kamu arazisi için “şuradan 5 dönüm, oradan 10 dönüm versinler” demekle yetinmek yerine, alanın bir bütün olarak Doğal Yaşam Parkı şeklinde değerlendirilmesi en doğru çözüm olacaktır. Kötü zemin, doğal çevre koşulları ve mevcut altyapı yatırımları dikkate alınarak, bu husus Bakanlık’la acilen görüşülmeli ve sonuca bağlanmalıdır. Bunun için, kamuoyunun gücüne ve desteğine de mutlaka müracaat edilmelidir.
Bu husus, mevcut veya projelendirilen İleri Biyolojik Arıtma Tesisi ile de yakından ilgilidir. Dolayısıyla yer tercihi, en kısa sürede her iki yerel yönetimin, sivil toplumun ve bilim insanlarının da katkısıyla netleştirilmeli, imar planı ise buna göre ve gerekirse daha büyük ölçekte yenilenmelidir. Bu arazileri satmaya kalkmak, imara açmak veya TOKİ marifetiyle bina dikmek asla gündeme bile olamaz. Kamunun olan, vatandaşın istekleri doğrultusunda değerlendirilmelidir. Büyükşehir’in veya ilçe belediyesinin ayrı ayrı değil, mutlaka birlikte ve uzlaşarak yaratacakları ortak kamusal çözüm öne çıkartılmalıdır.
Geçtiğimiz dönem boyunca, Dalyan’daki kamu arazilerine yönelik hevesler engellendi diye ne vatandaşlarımız, ne de yerel yönetimler gevşememelidir. Giderek artmakta olan “kamu malını satmaya yönelik iştah” hepimizce malumken, bu arazileri korumak yine geleceğe olan en büyük borcumuzdur. Davalarımızın sonu göründü, Dalyan’da bir dönem bitmek üzere. Fakat yeni dönemde de, hepimiz çok daha uyanık olmak ve elbirliğiyle mücadele etmek zorundayız. Satmaya, bölmeye, betonlaştırmaya HAYIR, Doğal Yaşam Parkı’na EVET.” Dedi.
Edremit Çevre Derneği / 19.03.2025